Masalara Vurulan Kaşıklar ve Gerçek Yüzler

Masalara Vurulan Kaşıklar ve Gerçek Yüzler
Bugün, yemekhanelerde masalara çatal ve kaşıklarla vurularak yapılan eylemler, işçinin haykırışını ifade ediyor gibi görünse de derinlerde çok daha acı bir gerçeği ortaya koyuyor:
İşçinin emeğini temsil eden o masalar, sendikanın ve işverenin çıkar oyunlarının gölgesinde kalmış durumda.
Bir yanda “hak mücadelesi” kisvesi altında eylem yapan işçiler; diğer yanda ise o eylemleri masalarda çatal-kaşık sesleriyle desteklemekten öteye gitmeyen, işverenle aynı sofrada en kral yemeği yiyen sendika başkanları…
Bu tezat, artık gizlenemeyecek kadar açık bir gerçek haline geldi.
Erdemir’deki çatal ve kaşık eylemi, işçinin sesini duyurmak yerine, sendikanın başarısızlığını örtbas etme çabası gibi duruyor.
Bugün sendikacılar, geçmişte işverenden çocukları, damatları ve yandaş gazeteciler için talepte bulunurken gösterdikleri kibarlığı unutup işçiye mücadele çağrısı yapıyor.
Peki, işçinin masaya kaşık vurması gerçekten bir mücadele mi, yoksa sendikacıların kendi hatalarını kamufle etmek için işçiyi kullanmasının bir başka yolu mu?
Gerçek Mücadele Nerede?
Sendika, eylem çağrısı yaparken neden kendi yüzleşmesi gereken gerçeklerden kaçıyor?
Masalara çatal-kaşık vurdurmak kolay, ama neden işçi adına söz sahibi olan delege ve lokaller sendikacıları o lokallere almama eylemi organize etmiyor?
İşçiyi “mücadele” adı altında yemekhane masalarında fişletmek daha mı kolay geliyor?
Eğer bu gerçekten bir mücadele ise işçiler neden sendika temsilcilerine ve onların ikiyüzlü tavırlarına karşı seslerini yükseltmiyor?
İşçinin esas sorumluluğu, sadece işverene değil, aynı zamanda onu temsil ettiğini iddia eden ama çıkar ilişkileri içinde boğulmuş sendikacılara da hesap sormak olmalı.
Harekete Geçin, Masalara Değil Gerçeğe Vurun
İşçilerin yapması gereken çok basit:
Sendika temsilcilerini lokallere almama eylemi başlatın.
Gördüğünüz yerde bu ikiyüzlülüğe karşı sesinizi yükseltin.
Sendikaya aidat ödememe hakkınızı kullanarak sistemin çarklarını durdurun.
Omuz omuza, sendikacıları yanınıza almadan hak mücadelesi verin.
Erdemir işçileri, o masalara çatal-kaşık vurmak yerine gerçek bir mesaj vermek istiyorsa, bu mesajın adresi bellidir:
Sendika.
Artık göz boyayan açıklamalar değil, işçinin alın terini temsil eden masalara değil, gerçek yüzlere vurulacak sözler , alkışı hak eden mücadeleyi doğuracaktır.
Unutmayın, hak mücadelesi masalarda değil, hakikatle yüzleşmekle kazanılır.