Gerçek Suçluları Kayırmayan Adalete Teşekkür
Gerçek suçluları kayırmayan, onları hak ettikleri yerlere gönderen hukuk sistemimize ve bu sistemi ayakta tutan savcı ile hâkimlerimize teşekkür ediyorum.
Bana göre dürüstlük, bir aile geleneğidir. Suçlu olmak hiçbir zaman bir övünç vesilesi olamaz; ancak bir kişi gerçekten haklıysa, onuruyla dimdik durmasını bilmelidir. Ne var ki hem suçlu olup hem de “haklıyım” diyerek kendini savunmaya kalkmak, hukuka da vicdana da sığmaz. Haklılığın yolu, ancak somut delillerle ispat edilebilir; aksi takdirde hiçbir şöhret, hiçbir bahane gerçeği değiştiremez.
Bir kimse, kendini temize çıkarmak adına hâkimlere, savcılara ve hukuk düzenine iftira atıyorsa bu, dürüstlük değil ahlaksızlıktır. İftira; hem ahlaken hem de kanunen suçtur. Yargının emekle tesis ettiği güvene saldırmak, toplumun adalete olan inancını zedeler.
Ben asla dilsiz şeytan olmayacağım. Suçlunun mağduru hedef almasına, adil şekilde verilen cezaları karalamaya ve hukuku yıpratmaya göz yummayacağım. Gördüğüm her yanlışın da her doğrunun da şahitliğini yapacağım.
Çünkü hukuku, hâkimi ve savcıyı desteklemek; aslında toplumsal düzeni, mağdurun hakkını ve adil yargılanma ilkesini savunmaktır. Unutulmamalıdır ki herkes yaptıklarının bedelini er ya da geç öder. Adaletin tecellisi gecikebilir ama mutlaka gerçekleşir.