Erdemir’i Erdemir Yapan Sizler Değilsiniz Ama Sizin Bu Fabrikada Yetki Almanızı Sağlayan Erdemirin Talimatı İle Mühendisleri Ve Formenleridir.

Erdemir’i Erdemir Yapan: Gerçekler ve Gölge Oyunları
Bir zamanlar Erdemir işçisinin haklarını savunduğunu iddia eden sendikacılar, bugün işçi liderliğinden ne kadar uzaklaştıklarını her fırsatta gözler önüne seriyor. Kendi tarihiyle övünen, “Erdemir’i Erdemir yapan biziz” diyen sendika, aslında Erdemir işçisinin sırtında nasıl bir yük haline geldiğini artık sorgulamalıdır.
Asıl Gerçek :
Erdemiri Erdemir Yapan İşçi Olduğu Kesindir Lakin Türk Metal Sendikası’na Erdemir de yetki verilmesi talimatını formenine ve mühendislerine” Sendikaya üye olun “diyip yetki veren de işveren Erdemir’dir .
Yani sizi işçiye lider yapan, işçinin sizi lideri görmesini sağlayan onların adına hak arama hakkını size verende ERDEMİR VE ÜST YÖNETİMİDİR.
Hadi şimdi siz anlatın sizi kim yarattı ?
Siz kimin adına sendikacılık yapıyorsunuz?
Yumruklarla Başlayan Kariyer
Hatırlayalım; vakti zamanında, Karadeniz Ereğli Demir Çelik Fabrikası’nda bir baştemsilci, kendi ünitesinden çıkıp başka bir ünitede, işverenin beyaz yakalı çalışanına yumruk atmıştı.
Bugün o kişi kim dersiniz?
Altan Kalfa.
Türk Metal Sendikası Kdz. Ereğli Şubesi Başkanı olan ve işçilerin gönül rızasıyla seçtiği Yakup Yılmaz’ı usulsüz bir şekilde görevden alarak yerini alan isim.
Kendi emelleri için işçi iradesini hiçe sayan bir mekanizmanın ürünü olan bu şube başkanlığı, işçilerin vicdanında nasıl bir yara açtı, düşünmek gerek.
Delegelerin İradesi Nerede?
Sendikalar, işçi haklarını savunmak için vardır.
İşçiler, kendi liderlerini gönül rızasıyla seçer. Ancak Erdemir’de, delegelerin oyları hiçe sayıldı ve şube kapatılarak usulsüz bir biçimde yeni bir düzen kuruldu.
Bu düzenin başına da işverene gözdağı vermek için olsa gerek Erdemir’in formenini dövdüğü iddia edilen bir isim getirildi.
İşverenin talimatıyla örgütlenen bir sendika, işçi haklarını savunabilir mi?
Tarihin Tozlu Rafları ve Kaybolan Haklar
Sendikanın geçmişine bir göz atalım.
Yusuf Ziya Odabaş dönemine kadar işçilerin vakıf hesabına yatırılan yıllık(her yıl artışlı) 1 milyon TL kesildi.
O günleri yaşayanlar bilir; işçilerin alın teriyle biriken bu fon, güle oynaya işverenin cebinde kaldı.
Bu mu sendikanın başarısı?
Peki, EYT mağduru olan işçiler, emekli olduktan sonra iş başı yapamayanlar, sözleşmeli olma hayali kurup sendikanın engellemeleriyle yüzleşenler?
Kendi işçisini hiçe sayan bir sendika mı Erdemir’i Erdemir yapan?
Geçmişte Kalan İhanetler
Bir de Hakan Akgün meselesi var.
Sendikanın zorlama listesini sandıklarda edilen tehditlere rağmen patlatıp Duayen sendikacı rahmetli Pevrul Kavlak tarafından yönetici olması istenmesine rağmen ” beni işçi seçti ve bana temsilci olmayı onlar hak gördü.
Şimdi ben sizin bana layık gördüğünüz yere gelirsem işçi demeyecek mi biz bizi temsil etmen için sana oy verdik ama sen yönetici olmayı seçerek bizim sorunlarımızdan kaçtın” diyip sendika temsilcisi olan Hakan Akgün’ü unutturamamak onun değil sizlerin suçu …
işçiyi %35 de satmayacak kişi olduğu için temsilcilikten istifa edip sendikanın karşısına geçen,
Vakıf seçiminde tüm sendikayı darmaduman eden Hakan Akgün hala o fabrika sahasında var sizin beyninizden çıkmadığı gibi ..
Siz hanginiz işçi için onun kadar bir tarih yazdınız fabrikada?
Yaptığınız tek şey sendikacı olunca eski sendikacılara düşmanlık yapmak yada susturmak adına işverene baskı yapmak .
Eski sendikacılara karşı düşmanlık, selam yasağı, işçilerin haklarını gasp etme politikaları…
Bütün bunlar bir sendikanın başarısı mıdır?
İroni ve Gerçekler
Şimdi dönüp dolaşıp işverene laf söyleyen bu sendika, aslında kime hizmet ettiğini kendi içinde sorgulamalı.
İşverene laf söyleyerek “bakın biz de karşı çıkıyoruz” diyerek işçiyi kandırmaya çalışıyorlar. Ama dışarıdan bakınca her şey çok açık:
Bu sendika, işverenin gölgesi altında var olan bir yapıdır.
Eğer işveren isterse, bu yapıyı bir dakikada kapı dışarı ettirir hemde kapı güvenliğine değil alın terinin karşılığını maaş olarak verdiği sendikalı işçiye.
Erdemir’i Gerçekten Erdemir Yapanlar
Erdemir’i Erdemir yapan, ter döken işçidir.
Sırtında haram taşıyanlar değil, emeğiyle hak arayanlardır.
Sendika, işçinin iradesiyle değil, işverenin talimatıyla hareket ediyorsa, burada işçi haklarından bahsetmek mümkün değildir.
Son sözümüz net:
“Erdemir’i Erdemir yapan biziz” diyorsanız, önce işçinin gerçek temsilcisi olun. Yoksa bu söylem, komiklikten öteye geçmeyecektir.”